top of page

Birr

Kur'an'la Buluşma Platformu

BİRR KUR’AN’LA BULUŞMA PLATFORMU

Yaklaşık 30 yıl önce başlayan ve evlerde sürdürülen  “Kur’an Okuma” çalışması, “Birr Kur’an’la Buluşma Platformu” adı ile Ekim 2018 den itibaren Ankara’da kiraladığı bir bir ofiste,  Halka açık yapılmaya başlandı.

Batıkent’te yüz kişilik dinleyici salonu da bulunan yerimizde, haftada iki kez sohbet toplantıları yapılmakta ve ücretsiz Arapça dersleri verilmektedir.

Platformun bünyesinde  “Birr Yayımevi” ismi ile  yayımevimiz bulunmaktadır.  Ayrıca Derya Kızıltepe Döner tarafından kitap seslendirmesi yapılmaktadır.

PLATFORMUN AMACI

Adından da anlaşılacağı üzere Platform, halkın yeniden Kur’an’la buluşmasını sağlamayı amaçlayan bir oluşumdur. Resûlullah’ın ölümünden çok kısa bir süre sonra Kur’an’dan uzaklaşma başladı. İslam’ın hemen ilk yıllarında Kur’an adına ama Kur’an’la büyük oranda çelişen bir inanç yapısı oluşturuldu. Bu yeni yapı ile  Dinin tek kaynağı olan Kur’an’ın yerine; “Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas” adında  dört kaynaktan oluşan yeni bir din uyduruldu.

Kullarına, doğru yolu göstermek, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak ve kurtuluşun yollarına ulaştırmak için Rabb’imiz tarafından gönderilen Kur’an, Din Adamları Sınıfı aracılığıyla erişilemeyecek şekilde halktan uzaklaştırıldı. Bu sınıf, özellikle Resulullah adına uydurdukları yalanlarla, Kur’an’ın üzerini kalın örtülerle, kat be kat örtükçe örttü. Ve bugün gelinen noktada Kur’an, Müslümanlar için isminden başka hiçbir değer ve anlam ifade etmemektedir.

Birr Kur’an’la Buluşma Platformu olarak, isminden başka hiçbir değer ve anlam ifade etmeyen Kur’an’ı yeniden imanımızın  tek kaynağı ve hayatımızın tek yol göstericisi olması, yani gönderiliş amacına uygun bir değer olarak hayatımızda hak ettiği yeri alması gerektiğine inanıyor ve bu inanç için çaba gösteriyoruz.

Bizler, Kur’an’ın bir değerler bütünü olduğuna, bu değerleri mukdedir kılmaya ve  iktidar yapaya çalışmanın, Kur’an’a iman etmenin ön koşulu olduğuna inanıyoruz. Kur’an’i değerleri iktidar yapmayı amaç edinmemiş bir kimsenin, Kur’an’a iman ettiğini iddia etmesinin Kur’an’da bir karşılığının olmadığını düşünüyoruz.

TEMEL İLKELERİMİZ

  • Dinin tek kaynağı Kur’an’dır. Zira iman değeri olan tek kaynak Kur'an'dır. Kur'an'ın dışındaki kaynakların; başta Sünnet/Hadis, Siyer, İcma, Kıyası Fukuha olmak üzere diğer kaynakların iman değeri yoktur;  onlar, yalnızca bilgi değeri olan kaynaklardır.

  • Kur’an, bir değerler bütünüdür. Bu değerleri muktedir kılmaya, iktidar yapmaya çalışmak, Kur’an’a iman etmenin ön koşuludur. Kur’an’î değerleri muktedir kılmayı amaç edinmemiş bir kimsenin, Kur’an’a iman ettiğini iddia etmesinin Kur’an’da bir karşılığı yoktur.

  • Allah, yeryüzünün yönetimini insana bırakmıştır. Nasıl bir yönetim biçimi, yasıl bir hukuk ve ekonomik sistem vb. olacağı konusunda -Kur’an’ın temel ilkelerine uygun olmak koşulu ile- yetki ve sorumluluk insana aittir.

  • Kadın ve erkek; cinsiyetleri üzerinden değil, insan olmaları üzerinden tanımlanmalıdır. Kadın da erkek de kendisine ait kararları verme hakkına sahip olarak yaratılmıştır. Bu, Yaratıcı’nın verdiği bir haktır. Kur’an’da kadın ve erkek haklarını konu edinen ayetlere, cinsiyet üzerinden değil toplumsal işlevsellik üzerinden anlam verilmelidir.

  • Kime ait olursa olsun, hiçbir düşünce "mutlak doğru" değildir. 

  • Başarının ölçüsü, sayı büyüklüğü veya ekonomik güç değil, Kur’an’ın değerlerine bağlı kalınmasıdır.

  • Müslüman olmak; sözle değil, yaşantı ile olur. İnandığımız kadar değil, yaşadığımız kadar Müslümanız. 

  • Biz, unvan olarak yalnızca Müslümanız. “Müslüman” isminin önüne veya arkasına hiçbir eklemleme yapılmasını ve Müslüman ismi dışında başka bir isimle anılmayı kabul etmiyoruz.

  • Hiçbir siyasi oluşum, ekol, cemaat, tarikat vb. yapıyla bağımız ve bağlantımız söz konusu olamaz.

  • Dinde zorlama yoktur. Neye inanırsa inansın veya düşüncesi ne olursa olsun, "Herkes kendisini açıkça ifade etme hakkına sahiptir." anlayışı kabul edilmeden, İslam’dan söz edilemez.

  • İyiliğin zıttı kötülüktür. İyi olmanın ana koşulu, kötülüğü yok etmeyi amaç edinmektir.

  • Bir konu hakkında kesin bilgi sahibi olunmadan yargıda bulunulamaz. Kesin bilgiye sahip olmadan; nedenini tam olarak bilmeden bir konu hakkında yargıda bulunmak, gıybettir: Gıybet, Kur'an'ın ifadesi ile "ölmüş kardeşinin etini yemekten daha kötü" bir şeydir.

  • Kur’an ile doğrudan muhatap olmayanlar, ondan sorumlu değildir. Bunlar, Hesap Günü, "iyi" veya "kötü" kimse olmalarına göre hesap vereceklerdir.

  • Başta canlı varlıklar olmak üzere, doğa ve yaratılmışların tamamının haklarına saygı göstermek iman ve ahlak konusu olarak benimsenmelidir.

bottom of page